Bilindigi
gibi fikralar, toplumlarin sozel degerleri arasinda onemli bir yer tutmaktadir.
Hepimiz bir yada birden cok fikra bilmekteyiz. Kisacasi sicak kanli bir toplumuz. Ofkemiz kadar gulmemiz de oldukca
boldur.
Ulnu dusunur Bergson "insan, gulmesini bilen tek hayvandir"
demistir. Gulme eylemi, dolayisiyla mizah insanligimizin temel
gostergelerindendir. Eyreltimeler, benzetmeler, anlam kaymalari, nuktelerin yapisindaki guclu
celiskiler, fikralarimizin ne denli nitelikli olduklarinin kanitidir.
Bolgesel fikra tiplerimiz oldugu gibi belli bir tipe baglanmayan
fikralarimiz da coktur. Yasami nukte uzerine kurmus kisilerimizin varligi
bir gercektir. Ozellikle koylerdeki, kentlerdeki bilgelerin soyledikleri
her sozde birden cok hikmet oldugunu, konusma bittikten sonra, derin dusunme
sonucu ayirdina varmaktayiz.
Gulme anaforlarinin dudaklarda cicek acmasini saglamaya calismak
oldukca keyifli bir olaydir. Iste bu yuzden 'Kibris Halk Fikralari' adli
kitabimin basimindan sonra da derlemelerimi surdurdum. Yuzden fazla fikra
derledim. Kitabin bu genisletilmis ve gozden gecirilmis bu ikinci baskisi
bu eklentileri de icermektedir.
Birinci kitabin icinde bazi gezici fikralar da
bulunmaktaydi. Bunlari
elimden geldigince ayiklamaya calistim. Istedim ki yalnizca ada insanlarina
ozgu fikralar yer alsin. Bu dusuncelerime yayimcim Remzi Yektaoglu'nun
anlayis gostermesi beni gercekten sevindirdi. Bu cosku beni daha simdiden
genisletilmis ucuncu baskinin hazirliklari icine itmistir.
Mustafa Gökçeoğlu
|